24 Ekim 2010 Pazar

Cam Boyama --- DenemeleR





Cam boyama, offf...Çok hevesle pasta servisinde kullanmak amacı ile aldığım cam servisleri boyamadan önce biraz pratik yapma-elim alışsın amacı ile -aklıma takılan bazı şeyler için de- deneme yapmaya karar verdim.

Denemeyi yapmaya dün gece yarısı -kafamızında biraz bulanık olmasından-karar verdiğimden fotoğraflayamadım.


2 tane cam kasem vardı bu denemeler için.






Zeytinli tabak için;


*Tabağımızı temizledik-kuruladık.

*Peçetelerimizi kesip hazırladık.

*Cam tabağımızın arkasını çevirdik.(içine çalışmadık)

*Peçetelerin katlarını ayırıp,içinden bakılınca önü görülecek şekilde-bize arkası dönük- peçete tutkalı ile peçeteleri yapıştırdık.

...burada hem peçeteyi yerleştirip üstüne tutkal sürerek, hemde tutkalı zemine sürüp peçeteyi üstüne yapıştırıp tekrar tutkalla üstünden geçerek yaptım.

* Önceden tutkal sürüldüğündeki yapıştırma daha iyi sonuç veriyor görüntü açısından.


* Objeyi tam beyaz renge boyamayacağımdan-beyaz dışındaki boyamalar incecik olan peçetenin görüntüsünü etkiliyor- peçetelerin arkasını beyaz boya ile boyadım.Kenarlara taşırmadan yapabilmek uğraştırıcı idi.

* Daha sonra akrilik bej boya ile-ben sünger kullandım- 3 kat boyadım.

*Sprey vernik ile vernikledim.









Hımmm...Güzel peçete.Ahşap üzerinde özellikle eskitmelerde güzel durur eminim..Deneyeceğim de :))

Ama cam üzerinde .... ne bileyim... İstediğim gibi olmadı sanki :(

Bunda; daha önce aldığım ahşap olmayan yüzeylerde, cam,mum,metal vb. gibi boyama yapmadan önce sürülen vernik görünümlü bir medium kullandım...Yani,simlerin yapışmasını sağlamak dışında benim için çokda fark etmedi.
Bu tabağı ,üzerine simli,kokulu mumlar koyarak kullanabilirim.Yada vitrinde.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Hayalgücü Etkinliği 2 - Atölye Kedi ve Lilaninevinin Projeleri

LiLadan Atölye Kedi ye...

Atölye Kedi den LiLa ya...
(Fotoğraflarda bir sıkıntı oluşuyor,silip tekrar yüklediğimden hepsi en sonda :) )



İlk defa bir blog etkinliğine katıldım.

Kısaca;

Etkinliğe katılanlar kendilerine bildirilen 5 malzeme (taş,ip,teneke kutu,tül ve yapay çiçek) ile bir şeyler üretecekler.Ve eşleştikleri arkadaşlarına gönderecekler.

Yukarıda gördüğünüz vazo-yada saksı istenilen amaçla kullanılabilir, eşim
Atölye Kediye doğru yola çıktı.Umarım beğenir.
Veee aşağıda da Atölye Kediden (ojeli parmaklar aracılığı ile) bana ulaşan projesi yer almakta....Çoook teşekkür ederim,emeği ve zahmetleri için.


Tam benim renklerim.

Kendisinin gönderdiği içinde lila renklerin ve pırıltılarında bulunduğu çalışmasını çok beğendim ben:)

Anlatalım mı nasıl yaptığımızı;

Kafamda birkaç proje parladı malzemeleri duyunca.Ama herkesin aklına gelebilecek şeyleri elemeye çalıştım.

Konyaaltı plajından topladığım güzel taşlarımı çıkardım.

Elimde 2 teneke kutu vardı.Sonuçlardan en güzelini seçerim diye başladım işe.

Tutkal ile taşları yapıştırdım.


Daha sonra derz ile dolgusunu yaptım.Elimi spatula olarak kullanarak taşların aralarını doldurdum.Bu arada ıslak bir bez ile hemen fazlalıkları sildim.Hatta taşların üzerini tek tek de silmem gerekti.
Bir gün süreyle kurumaya bıraktım.

En zor karar verdiğim zamanlardan biri.Ne renge boyayacağım ???

Beyaz ve Kırmızı oldu seçimim.
Sanırım bir dahaki sefere boyadan önce taşları vernikleyeceğim.Boyaları temizlemek zor oldu.Hatta kırmızı olanda temizlenmedi bile.Hal böyle olunca kırmızı elendi :((
Daha sonrası içinde karar vermek kolay olmadı.

Malzemelerin birbiri ile bütünlük içinde olmasını istediğim için, düşünüp durdum.

Bembeyaz... güzeldi güzel olmasına ama içime sinmedi, hemen peçetelerime el attım. Taşların arasından çiçekler çıkarttım. Sprey vernikle vernikledim.


Yapay kırmızı güllerimi Beyaz tüle sarıp yerleştirdim vazoya.
Ve vazonun üst kenarınada boncuk geçirdiğim mavi ipi dolayarak projemi tamamladım.
Umarım beğenirsin, güle güle kullan Atölye Kedi...






16 Ekim 2010 Cumartesi

Yine Çerçevelerim



Bloggerın azizliğine uğradım.
Pazartesi yayımlamam gereken etkinlik projemin taslağını hazırlarken yanlışlıkla ' yayımla' ya bastım
Sildim silmesine bir telaşla ama arkadaşların takip listelerinde görünmekte.İyi mi ! (aynı sorun sanırım Fosi nin bloğunda da var,takipte görünen konu,ana sayfasında yok !)

Acele bu postu hazırladım bende.
Daha önce yayımlamadığım, mutfağım için hazırladığım çerçevelerim ve içindeki peçete çalışmalarım.Kabartmalı olsa güzel olurmuş aslında.

Mutfakta kullandığım köşe takımım kiremit rengi ve mutfak fayanslarımda kahve-kiremit arası.

Ehh ! bu da böyle artık :))


12 Ekim 2010 Salı

LiLanın evinde pişer , sizede düşer :))


Daha geçen hafta pikelerle cam açık yatmaktaydık geceleri...Birkaç günde aniden değişti havalar...Üşüdük.

Havadan nem kapan ben de şifayı kaptım.

''Anneeee hasta olacağım galibaaa'' nidalarına annemim cevabı ''Reddet'' olur.

Israrla reddettim kendilerini ama çok ısrarlı davrandı bu hastalık.

Hemen Şifa Çorbamı yaptım..Mutlaka bi adı vardır diye sitelere baktım ama..

Ben bu tarifi nerden,nasıl almıştım, yoksa katıp karıştırıp mı üretmiştim, bilemedim.(düğün çorbası ile terbiyeli incik arası bişey)



Nezleye gribe birebir arkadaşlar, aklınızda bulunsun.

Malzemeler;
  • Yarım kilo kuzu incik (sevmiyorsanız kemikli ilikli dana etide olabilir)
  • 1 büyük soğan
  • tane karabiber
  • Sarımsak
  • 1 yumurta sarısı
  • 3 çorb.kaşığı yoğurt
  • 2 çorba kaşığı un
  • Tuz
  • limon (yada sirke)


*Kuzu incik, tane karabiberler, ikiye bölünmüş soğan düdüklü tencereye konur.İnciklerin üstünü geçecek kadar su eklenir.Yaklaşık 35-40 dk. haşlanır.

*Haşlama su ayrı bir tencereye alınır (karabiberler-soğan-incik süzülüp alınır) biraz daha sıcak su ilave edilir.Kaynatılır.

*Yumurta sarısı,un,yoğurt ayrı bir kapta çırpılır.Yavaş yavaş haşlama suyundan eklenerek karıştırılır, sonra tencereye aktarılır.

*Arzuya göre ezilmiş sarımsaklar çorbaya ilave edilir.(Tavsiye ederim)

*İnciğin etleri didiklenip çorbaya ilave edilir.

*Çorbanın altı kapatılıp tuzu ilave edilir.

*Servisde limon yada sirke ilave edilerek içilir.

*Afiyet ve Şifa olsun.



Tadanlar işkembe çorbasına benzediğini söylediler.Ben işkembe içmediğimden bilemeyeceğim ama faydalı bir çorba.




Çorbamı içtim toparlandım biraz...Beş çayına turta düştü aklıma

Kalan enerjimide buna harcadım. (Spora değil turtaya vakit ayırıyorsam gidişat pek iç açıcı değil sanırım)
Pasta börek işlerinde aynı marka malzemeler kullanmaya çalışırım , bir marka ile yapılan diğerini tutmamakta.

Malzemeler;
  • 1 pk margarin (oda sıcaklığında)..ben bizim marka kullandım.
  • 2 yumurta
  • 1 su bard. şeker.
  • 1 pk. kabartma tozu
  • Un (2.5- 3 su bard.yaklaşık)

İç Harcı

  • 4-5 elma rendelenmiş
  • tarçın
  • ceviz içi
  • şeker

İlk önce iç harcı hazırlıyoruz ki hamurun üstüne sıcak iken koymayalım.

* Rendelenmiş elmalar tencereye konur şeker ve tarçın miktarını arzunuza göre ayarlayın, elmanın tatlı olması ve tarçınında tadını göz önünde bulundurursak yarım su bard.yeterli olabilir.Suyunu çekene kadar pişirin , ateşi kapattıktan sonra çeviz içini ekleyip soğumaya bırakın.

* Hamur malzemelerini bir kaba koyup yoğurun.Yumuşak kurabiye hamuru kıvamını alana kadar.

* Bir parça hamur ayırın (üstüne kafes yapacağız) Tart kalıbına uygun olarak oklava ile açın,kalıba yerleştirin.

* Çatal ile hamura delikler açıp hamuru buz dolabında (dondurucuda değil) 5 dk dinlendirin.

* Bu arada Tartın üstüne kafes yapmak için hamuru açıp şeritler kesin.Fırını 180 dereceye 35 dk ayarlayın.

* Dolaptan hamuru çıkarın, elmalı harcı üzerine dökün, yaptığınız şeritleri elmaların üstüne kapatın.


Şekil yapayım derken benim şeritler pek bir alem oldular :)

Elinizde fazla hamur kalırsa kurabiye şekli verip pişirebilirsiniz,lezzetli oluyor.




Elmalı turta, sade kahve, serin bulutlu bir sonbahar günü....


*** Elma ve tarçın glisemik indeksinizi dengeleyip şeker kizlerinizi engelleyen harika bir ikilidir.Diyetteyken sabahları aç karnına tarçın serptiğim elma dilimleri ile güne başlardım.Emzirme döneminde tatlıya acaip sarmıştım.
Elmalı turtadan bir dilim yedikten sonra uzuun bi süre tatlı krizi yaşamayacağınıza emin olun :))

7 Ekim 2010 Perşembe

Tütü tü Maşallah



Canım arkadaşımın biricik kızı Nazın doğum günü vardı...Aslında alacağım hediyeye karar vermiştim ama blogları dolaşırken TÜTÜ diye bişeyle karşılaştım...ki adını dahi hiç duymamıştım.
Çocukluğum boyunca hayallerimi süsleyen kabarık tüllü etek bu...Bayıldım.
Baktım yapımıda kolay.Hem kendim hevesimi alayım istedim hemde Nazı mutlu edeyim.
Çıktım çarşıya.....
Alacaklarımı kafamda oluşturmuştum..
Önce tül..de nedir bu tülün adı,hepsinden tütü olur mu??Bi yerde organze diye okumuştum.Baktım..yok olmaz bu,söner kalır dedim..Bana çiçekçilerin çiçeklerini süsledikleri tüller varya...Duvak tülüymüş adı..ondan çıkardılar...Pembe,lila,beyaz...aldım üçer metre.


Tüle uygun renkde kurdela aldım sonra,telli kurdelaymış..neler öğrendim böylece:)
Sonra tam eteğin bağ yerine çiçek baktım bulamadım...Bizim kokoş tokacı geldi aklıma.Tokayı aldım,çiçeklerini söktüm.Bir eteğe birde tacına....
Ve pırıltılar tabikiiiiii....
Boncukçuya gittim... ''Hani pırıltılı oluyor ,deliksiz,tokaları süslüyolarya o pullardan var mı'' adam direkt yok dedi...Başka bişey bakayım derken buldum aradığımı.Anlatamadım galiba :)




İnternette anlatılan düğümü, Nazın bel ölçüsüne göre ayarladığım kurdelaya atmaya başladım sırayla....

(-Açıklamaya Çalışayım;Mesela 27 cm bel..Kurdelayı 27 cm ayarlayıp düğümleyip halka yapıyorum _aşağıda lila tütüye ait resimlerdeki gibi_ tülleri yaklaşık 4-5 cm kalınlığında bel-diz mesafesi ölçülerine göre (mesela bel-diz arası 50 cm tülü 100 cm uzunluğunda kesiyorum.) tülü ikiye katlayıp uçlarını birbirine özellikle denk getirmedim ki eteğin duruşu farklı olsun.Düğümü atıyorum.Düğümü anlatmam zor.Hemmen bir site vereyim fotolu anlatım için http://www.gophotography.com/tutu/ )

Sonra çiçeği bitim yerine diktim...pulları tutkalla tek tek etek uçlarına yapıştırdım...
Aldığım pembe taca da çiçeğin diğer parçasını diktim.

Veeeeeeeeee


Ta taaaaammm... İşte karşınızda Prensesimiz....
O uçarcasına yürüyüşü, balerin edasıyla koşuşu... görmeliydiniz.O kadar mutlu oldu ki.
Çocukluğumda giymiş kadar oldum.

Hızımı alamadım birde lila rengini yaptım.Beyaz renkle karışık.



Lila eteğe pul yapıştırmadım onun yerine metre işi aldığım dizilmiş pulları kenar kısmına işledim.





Aslında aynı renk pullardan etek uçlarınada yapıştırsam mı acaba diye düşündüm.


Kalan kumaşlarla Nazın minik kuzenine de bir tanecik yaptım.
Şirine....


Çocukların mutluluğu...Hiçbirşeye değişilmeyecek bir duygu.

2 Ekim 2010 Cumartesi

Evet ama NasıL ???



Sanırım oğluşun doğumundan önce almıştım bu tatlı melekleri.Odası için.
Ahşap olsa fikir çok ama ben bunları boyamayı beceremiyorum.Boyadıktan sonra bakıyorum ''ilk halleri daha mı güzeldi acaba'' diyorum.
Özellikleri,sadelikleri bozulmadan cici, şeker bir boyama yapmalı.
Her defasında düşünüp düşünüp gerisin geri kaldırıyorum.



Şunların tatlılığına baksanıza, boyarsam hiçbir özelliği kalmayacakmış gibi geliyor. Yada aklıma yatan bir fikir üretemedim daha.

Fikirlerinize ihtiyacım var arkadaşlar.




Siz olsanız nasıl boyardınız bu şirinleri ?