28 Ağustos 2010 Cumartesi

İlham Tatilde..:)



Yazın inanılmaz sıcağı dengelerimi alt-üst etmiş durumda.Klimalı ortam beni ne kadar rahatsız etsede bu sıralar klimasız nefes dahi almak imkansız.
Havadan ve ramazan ayınında etkisiyle elim hiçbir işe varmaz oldu.Kendimi dürtüyorum resmen.
Yok olmuyor.Fincan fincan kahvenin bile etkisi yok bedenime.
Heleki bir kenarda bekleyen,gelip geçerken oflaya puflaya ''ne zaman yapacaksın'' diyen minik projelerim bana sulu gözlerle bakmakta.


Orduda, sahilden toplamıştım bu deniz kabuklarını.Akdenizde çok nadir karşılaşırsınız deniz kabuklarıyla ama bu kabukları sadece 4 adımlık bir mesafe içinden topladım.Gözümün önünde uçuşuyor yapmak istediklerim....


Peçetelerim ve Tuvaller....Onlarıda buluşturacağım en kısa zamanda.


Ve diğer peçetelerim....
Sizinde sıranız gelecek...ne olur sıkmayın beni, bekleyin sabırla !
Ve ahşap objelerim, geri dönüşüm projelerim de....


12 Ağustos 2010 Perşembe

Tatil ve Çocuk



Tatil...belki çok farkında olmasada oğluşuma daha çok yaradı...Yeşilliklerin arasından nazlı nazlı akan buz gibi sulara dokundu, Dut ağacına asılmış el yapımı salıncakta sallandı, Ihlamur ağacının altına uzanıp tertemiz havayı soludu...


Doğayı didik didik etti...Merakı anne olarak beni ''Amman Dikkat Oğlum '' şeklinde endişelendirsede..özgürlüğü tattı.




Buz gibi yayla sularını çeşmeden içmeyi öğrendi :))






Süslü sarı kızları izledi,sütlerinden içti.






Minik sepetine (gıdığına) fındık topladı...





Taşlı köy yollarında uzun keşifler yaptı...


Her ne kadar güzelse de yaşadıkları..

Evim, babam, oyuncaklarım diye sayıkladı tatil boyunca :((

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Anılarla Dönüş...



Karadeniz....
Yemyeşil yada rengarenk mi demeliydim?
Gezdik, gördük...serin ıslak ve oksijen yüklü havayı derin derin soluduk...



Doğa yine bizi kendine hayran bıraktı...



Karadenizde turşu sirkesiz yapılır.Ve soğanla kavrulup yeriz biz turşuyu...Beş çaylarında bir güzel olurki sormayın, hele ki fasulye turşusu.
Fatsadan Orduya doğru giderken Meşhur bir turşucu vardır.Yöresel yemekleride yiyebileceğiniz harika bir manzaraya sahip bir yer...Anneannem pek kızar bu turşucuya ''herşeyinde turşusu mu olurmuş'' diye...
Resimde gördüğünüz zeytin bidonları değil..Erik turşuları :)) Gerçekten güzellerdi ama çıtır çıtır.



Yol boyunca yürüken, keskin koku ve aromasıyla minicik bir çilek duyulaınızı uyarır...Siz o kocaman çileklerden bir kilo yiyin ama bu minnacık çileğin verdiği tadı almanız imkansız inanın...
Ve böğürtlenler...ekşi-tatlı elleriniz ağzınız mosmor olana kadar yiyebiliyorsunuz...
Taflan...pek bilinmez bu meyve,eh pekde sevilmez kolay kolay...ağızı buran mayhoş bir tadı ve çok değişik bir aroması vardır.Kiraz gibi etli ama daha serttir.Taflanında Turşusu olur..
Ve fındık, yeşil kabuğunun içinde..Çotanak denir.Birkaç fındığın bulunduğu yeşil kabuklu haline.

Sağ üst köşede ise Babaannemin odun sobasında pişirdiği ekmek...içinde tereyağı ile :))

Deniziyle, doğasıyla....




Yeşiliyle....mavisiyle....














Sarı süslü kızlarıyla, sisli yaylalarıyla...









Bir daha ne zaman gelirim yemyeşil göğsünde uyumaya bilemiyorum Karadeniz....