
Hazan,hüzün=sonbahar..Neden böyledir bilmem ama ben çok severim bu mevsimi.Çocukluktan kalan bir heyecan uyandırır bende...Okula başlama heyecanı gibi.Rüzgarın ılık-soğuk esişi, ürpertisi ne güzeldir.
Akdenizde yok ama karadenizde, ağaçların sarıdan turuncuya kahverengiye ton ton geçişleri; yaradanın yarattığı doyumsuz tabloyu izlemeye doyum olmazdı..
Akdeniz farklı...Hala çok sıcak. Dün gece deniz kenarında yakamoz izledik,dolunay çok güzeldi.Doyumsuz bir başka tablo daha.
Dün pazara gittim.Tezgahlarda yanyana taze fasulyeler,ıspanaklar,karpuzlar, mandalinalar,narlar..
Meyvenin sebzenin ayrı ayrı mevsimi olduğuna şahit olmuş, son nesildenim sanırım.Dün toplanan meyveleri ertesi gün pazarda bulduğumuz için ayrıca şanslıyız o.

İlk defa kaktüs meyvesi aldım.Dikenleri dışında güzel bir meyve.Özellikle köylerde, yol kenarları, dev kaktüsler ve kırmızı meyveleriyle süslüdür.
Daha az tatlı, inciri anımsatan bir tadı var.Mandalinaların yeşil olduğuna bakmayın,tatlılar.
İçine çiçekler aldım..Mutfak kapısının yanındaki duvarda kocaman bir boşluk var.Raf yapabilirsem (eskitme düşünüyorum) Rafa dizeceğim şişeleri.
Kaktüslerimide yeni aldım.Ama teneke kutum kalmadı.Onlara şirin mi şirin saksılar yapacağım kutulardan.
Pencere önünü süsleyen saksıcıklarım:)
Ahh bu kaynana dili.Uzadıkça uzuyor ne arsızmış.Saksıyıda sevdi zilli.
Ve fesleğenlerim...mis kokulu kızlarım.
Biraz dağınık oldu ama..Sonbahar rüzgarı esti içime ondandır belki:))