29 Temmuz 2011 Cuma

30 Yıllık Çerçevem Yenilendi

    

30 yıl öncesine ait bir bebeklik resmim vardı...sararmaya başlamıştı,çerçeveside dökülmekte. Yeni bir çerçeveye yerleştirmek için çırkadım, kolay olmadı ..olur mu 30 yıl dile kolay,cam ile bütünleşmişti resim :))
Çerçeve çok yıpranmıştı ama atmaya da kıyamadım, Yengeç burcuyum..anılardan ,geçmişten kopamıyorum bir türlü.

İşde o çerçevem ve yenilenme hikayesi...Laf aramızda onca yılın izini bile silmek istemedim,aylardır kararsızdım ama fırçayı vurdum sonunda.




Çerçevenin ham madddesini bilemiyorum,polyester değil.Mumla eskitme yapmaya karar verdim ama olup olmayacağını deneyerek göreceğim.

1.Çerçevenin içine uygun boyutlarda sunta kestirdim - işin en güzel yanı birkaç tane sunta kestirip değişik değişik şeyler yapıp kullanabilme fikri-


2.Çerçevenin zeminini bir kat beyaza boyadım,mumla eskitme yapacağım kabartılmış alanları Tex.co 9059 pembe renge boyadım.


3.Kuruduktan sonra mumlayıp elimle yaydım mumları, kabartılmış alanlara.Yoksa sadece aralara doluyordu.

4.Sonra tüm çerçeveyi 2-3 kat tekrar beyaza boyadım.



 5. Kuruduktan sonra zımpara ile mumlanmış alanları zımparaladım hafiften.



Zımparayı fazla bastırdığım yerlerde derin soyulmalar oldu,o kadar eski ki...

Gelgelelim içine yapılacaklara...Ece Aymerin TRT deki göznuru programında yaptığı bir pano vardı...Onu izler izlemez koşup ''Kaplama tezgah kenar bandı ''  almıştım panoda kullanmak üzere..İlk denemeyide böylece yapmaya karar verdim.



Yukarıda gördüğünüz gibi ahşap ince bir bant, renkleride var..Koçtaş da metre işi satılıyor.Deneme için bir metre almıştım.

 1.Bantları suntanın ölçülerine uygun olarak eşit parçalar halinde kestim.
2.Yine mumla eskitme yapacağım.Zemini pembeye boyadım,
3. kuruduktan sonra mumladım,
4. 2-3 kat tekrar beyaza boyayıp,
5. zımpara ile eskitmeyi yaptım.

6.Sonra şeritleri eşit aralıklarla beyaza boyamış olduğum suntaya yapıştırdım.
7.Bi değişiklik olsun diye Toz Pembe ile stencil yaptım zemine..

    
    Aslında birkaç renk stencil daha yapılarak bu şekilde bile kullanılabilirdi :))
8. Stencildan sonra vernikledim.



Bundan sonrası ise Süper kararsız ben için çok zor geçti...
Dekopaj resimleri bloğunun altından girip üstünden çıktım,o kadar güzel resimler vardı ki daha çok kafam karıştı,peçetelerime baktım bilmem kaç kez baştan sona...Birkaç gün bu halinde bekledi.

En sonunda yıllardır elimde olan bir çiçek resmini kullanmaya karar verdim..Şansıma 2 adet vardı.
Antalyanın bu sıcağında ozalitçi-fotokopici gezmek çok gücüme gidecekti:))



                                                                                   Çok cici ama değil mi?



İlk resmi kestim, ikincisinde ise hamurla kabartma yapacağım kısımları kestim sadece.

 
Hamuru açıp, kullanacağım resmi dekopaj tutkalı ile hamura yapıştıdım,kesimi kolay olsun diye biraz bekledim ama hamurdan mı bilmem keserken toparlanmalar oldu hamurda :(

Sonra yine dekopaj tutkalı ile zemine yapıştırdığım ana resmin üzerine hamur kabartmalarınıda tutkallayarak yapıştırdım...


 Verniklendi....ve The End.



Antalya çoook ama çook sıcak..Kardeşimle çocukları alıp köye kaçıyoruz.Zira çocuklar klima altında hastalanıp duruyorlar...

İyi Tatiller...

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Yeni Kiracılarımız :))

  Her sene aynı muhabbet...
Çifte Kumrular,hiç açmadığım salon penceresini yoklamaya başlarlar,Bozuk açılmayan panjurun arkasından girip otlarını taşırlar içeri...
Ben temizlerim ''Olmaz burası şekerim,kendinize başka yer bulun'' derim güzellikle, anlamazlar.
Tavsiyeler üzerine poşet asarım, su şişesi koyarım...
Geçen senenin galibi bendim....
Bu senenin onlar....
Anneme gittiğim haftayı fırsat bilip yerleşmemişler mi ?
Döndüğümde çok geçti..İki minik beyaz yumurta ile şenlendirmişlerdi yuvalarını kumrular....
Yuva bozmak günahtır...Misafirimizler artık...

Tek kötü yanı... minikler de yuvadan uçup gittiğide o pencerenin önünü temizlemek.en az 1 saatimi alacak....Neyse.



Fotoğraf çekmek için perdeyi araladığımda oğlumda paldır küldür geliyor yanıma.....


 Şunun gözlerindeki endişeye baksanıza...
Nedenini uçup gidince daha iyi anlıyoruz...



Minnacık,çirkiiinnn gözü açılmamış bir bebiş....




Ya balkon saksımın içindeki yumurtaya ne demeli...

Hasbam yumurta gelmiş bi yerine ne yuva ne bişey , bırakıp gidivermiş zilli...Hanım hanıııım ben mi kuluçkaya yatacağım acaba ??

Böyleleride var hayatta...


Kimisi eşiyle (kumrular tek eşliymiş bu arada) yuvasını kurup yumurtlarken, kimiside bırakıp kaçıyor..

Sevgili Atölye Kedinin yazısını görünce bizimkileride anlatmak istedim :)) Kolay gelsin bize ...